Sinop’ta 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla tören düzenlendi. Hükümet Konağı önünde düzenlenen törende Sinop Baro Başkanı Av. Hicran Kandemir, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşan Kandemir, “Şahsım ve yönetim kurulumuz adına tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Haftasını ve Avukatlar gününü kutluyor, tüm meslektaşlarımıza sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum” dedi.
“ÇOK ÜZGÜNÜZ”
Buruk bir avukatlar günü yaşadıklarını belirten Kandemir, “28.11.2015 tarihinde Diyarbakır Baro Başkanımız Av. Tahir Elçi uğradığı hain saldırı sonucu katledilmiştir. Acımız çok büyüktür. Aradan geçen süre içinde katil ya da katillerinin hala yakalanamamış olması üzüntümüzü arttırmaktadır.12.10.2015 tarihinde Ankara'da Cumhuriyet tarihinin en büyük terör eylemi gerçekleştirilmiş ve 100 ‘ü aşkın vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Henüz yaşadığımız acıların açtığı yaraları saramamışken 13.03.2016 tarihinde yine başkentimizin göbeğinde teröre 34 vatandaşımızı kurban verdik. 21.03.2016 tarihinde bu kez İstanbul’da 20 vatandaşımız terörün hedefi olmuştur. Hemen hemen her gün güvenlik güçlerimizin şehit haberlerini alıyoruz. Çok üzgünüz. Ülkemizin terörün olağan kabul edildiği, ölümlerin sıradanlaştırılıp sadece rakamlarla ifade edildiği bir ülke olmaması için her bir bireyin üstüne düşen görevleri yapması zorunludur. Sinop Barosu olarak her zaman dile getirdiğimiz gibi, her kim tarafından, ne amaçla ve kime karşı olursa olsun terörün her türlüsünün karşısında olacağız” diye konuştu.
"ÇOCUKLARA YÖNELİK CİNSEL TACİZLERE KARŞI SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ"
Kandemir, “Millet olma bilincini ve ruhunu tekrar tazeleyerek insan hakları, hukukun üstünlüğü demokrasi ve adalet paydasında kucaklaşmaya her zamandan fazla ihtiyaç duymaktayız. Terör olaylarındaki tırmanışın nedenlerini tespit etmek, hukuk kuralları içinde akılcı çözümler üretmek iktidarı ve muhalefetiyle siyaset kurumunun ve devletin tüm kurumlarının görevidir. Toplum olarak hakkımız olan güven, esenlik, iç barış ve adalet ortamının ivedilikle tesis edilmesini vatandaşlık hakkı olarak talep etmekteyiz. Terör kadar büyük bir sorun hepimizi derinden üzen ve gündemimizi işgal eden küçüklere karşı cinsel taciz eylemlerinin toplumsal yapımızı tehdit edecek ölçüde artmasıdır. Bu suçların sadece adli önlemlerle sonlandırılamayacağı konunun ahlaki, eğitsel, sosyolojik ve ekonomik boyutları irdelenmeksizin çözülemeyeceği, devletin bu konuda adeta seferberlik ilan edip bütün paydaşları da çözüme katarak bu insanlık dışı problemi ivedilikle çözme sorumluluğu bulunmaktadır. Bu anlamda tüm ilgililerin sorumluluklarının bilinciyle, her türlü söylem ve eylemlerine özen göstermeleri gereğini bir kez daha vurgularız. Suç faillerinin ve ihmali olanların ivedilikle tespiti, adli merciler önüne çıkarılması, yasal müeyyidelerin en caydırıcı şekilde tavizsiz uygulanması, bu suçla mücadelede etkin bir yöntem olacağı gibi örselenmiş kamu vicdanını da rahatlatacaktır” şeklinde konuştu.
“DOĞRU BULMUYORUZ”
Ülkede korku atmosferinin hakim kılındığını belirten Kandemir, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin başlangıç kısmında “Çağdaş anlamda özgür bir toplumdan söz edebilmek için, en başta o toplumu oluşturan insanların “korkudan kurtulmuş olmaları “gerektiği vurgulanmıştır. Korku toplumu, hukuk devleti ve insan hakları gibi kavramlar için değil, totaliter ve otoriter rejimler için elverişli ortam oluşturur. Bir yandan terör olayları, bir yandan ciddi hukuk ihlalleri ile adalete olan güven duygusunun ciddi yara alması, ülkemizde korku atmosferini hakim kılmaktadır. Böyle bir atmosferde bu sorunların örtülerek Yeni Anayasa adı altında çalışma yapılmasını gündeme taşıyarak ilave uzlaşmazlıklar yaratılmasını doğru bulmuyoruz. Anayasal parlamenter sisteme işlerlik kazandırılarak hukuk devletinin ve yargı bağımsızlığının gereklerinin yerine getirilmesini tartışılmaz öncelik olarak görmekteyiz” ifadelerine yer verdi.
“AVUKATSAYISINDAKİ ARTIŞ UYUMLU VE GEREKLİ BİR ARTIŞ DEĞİLDİR”
Avukat sayısındaki artışın ülke ihtiyaçları ile uyumlu olmadığının altını çizen Kandemir, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Son 10 yılda ülkemizdeki nüfus artışının ve ekonomik büyüme oranının yaklaşık 13 katı daha fazla oranda avukat sayısında artış olmuştur. Bu artış ülke ihtiyaçları ile uyumlu ve gerekli bir artış değildir. Söz konusu artışın yegane sebebi plansız, programsız, ülkenin gerçek ihtiyacı tespit edilmeden özellikle öğretim elemanı, altyapısı sağlanmadan açılan hukuk fakülteleri ve yine bilimsel yöntemler kullanılmadan belirlenen öğrenci kontenjanlarının sürekli arttırılmasıdır. Bu durum mesleğe katılan sayısının oransız artışının yanında meslekte nitelik kaybına da neden olmaktadır. Yeni hukuk fakültelerinin açılmasına izin verilmemeli, mevcut hukuk fakültelerinden nitelikli hukukçu yetiştirme standartlarını yakalayamayan hukuk fakültelerinin de kapatılmalı, eğitime devam edecek hukuk fakültelerindeki öğrenci kontenjanlarının da gerçek ihtiyaç sınırına çekilmelidir”