Değerli Okuyucularımız;
1926 Yılının bir yaz akşamında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sofrasındaki misafirler arasında dâhinin tarifi yapılır ve herkes bir görüş ortaya atarken, Atatürk şunu demiştir: "Dâhi odur ki, ileride herkesin takdir ve kabul edeceği şeyleri ilk ortaya koyduğunda herkes onlara delilik der."
Bunun en güzel örnekleri, Atatürk’ün katıldığı Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarındaki kritik durumlarda verdiği cesur kararlarında, atılgan davranışlarında ve izlediği olağanüstü stratejilerde göstermiş olduğu başarılı üstün performanslarında apaçık ortaya çıkmaktadır.
Atatürk'ün taşıdığı vasıfları ve O’nun dehâsının belirtilerini incelersek şunları görürüz. O, olağanüstü seziş, kavrayış ve duyuş özelliklerine şu yönleri de eklerdi:
Ortaya çıkması muhtemel konu, sorun ve olayları çok önceden tahmin edip, onlar üzerinde derinden derine dimağını işletir, en kötü ihtimallere kadar her şeyi göz önünde bulundurarak gereken tedbirleri kararlaştırır ve durumun ilerdeki gelişme derecelerine göre bunları kafasında sıralardı. Amaçlarını iyice tesbit ederdi, kafasında hiç dağınıklığa yer vermezdi ve hiç bir olay onu boş bulmazdı… İşte gerçek Dahilik ve Liderlik de buydu…
Dün; İnternetteki SİNOPDERWhatsapp hattında Kemal Arslanoğlu adlı bir vatandaşın, Atatürk ile ilgili gönderisini okuyunca ve tarihi belgeyi görünce hem hayret ettim, hem de çok duygulandım… Nasıl hayret edilmesin ve duygulanılmasın ki?.. İnanıyoyrum ki siz değerli okuyucularımız da aşağıdaki satırları okuyunca aynen benim gibi hem hayret edeceksiniz, hem de çok duygulanacaksınız…
Şimdi; haydi geliniz Kemal Arslanoğlu adlı vatandaşın internetteki o güzel yazısını hep birlikte okuyalım:
“Bugün sizlere bir fatura sunacağım.
Fatura, 22 Ocak 1936'da, Niğdeli manav Durmuş Ali tarafından kesilmiş.
Vali Ziya Tekeli'ye gönderilen faturanın dökümü şöyle:
– Tel ve çiviye verilen: 57 kuruş.
– 6 adet sandığın bedeli: 3 lira 60 kuruş.
– Elmaların istifine ödenen: 75 kuruş.
– Sandıkların İstasyona taşınmaları için hamaliye: 25 kuruş.
– 170 kilo elmanın bedeli: 46 lira 75 kuruş.
– Ankara'ya kadar navlun bedeli: 6 lira 95 kuruş.
– Yekün: 58 lira 87 kuruş.
★★★
Şimdi sıkı durun.
Sandıklardaki tel ve çiviye kadar bedeli ödenmiş bu elmalar kime gönderilmiş?
Çankaya'ya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e…
Peki ödemeyi kim yapmış?
Yine Atatürk!..
Niğde elmasını çok seven Ata, Vali Tekeli'ye parasını göndererek, manavın fatura kesmesini istemiş.
Belgesi de Atatürk arşivinde bugünlere kadar saklanmış.
★★★
6 kasa elmaya harcanan paranın hesabını tutan devlet anlayışından, halkın vergisiyle oluşan milyarlarca dolarlık harcamaların akıbetiyle ilgili tüm soruları cevapsız bırakan bir anlayışa…
Başka söze gerek var mı?..” Diyor, Kemal Arslanoğlu adlı vatandaş… Bence yok!.. Sizce var mı ve haksız mı?..
Yüce Atatürk’ün ışığıyla aydınlanan ve Cumhuriyet’in aydınlık yolunda ilerleyen bir Türkiye’de yaşayacağımız daha nice sağlıklı, mutlu ve başarılı günler dileğiyle…
Hoşça kalınız… Dostça kalınız…