- yüzyılın ortalarına kadar daha Karadeniz’e yollar gelmediği zaman yük ve yolcu taşımacılığı genellikle yolcu gemileri ile yapılırdı. Ve her yerde gemilerin yanaşabileceği limanlar olmadığı için bu gemilerden yüklerin boşaltılıp karaya yüklenmesi küçük tekneler ile yapılırdı ve bu taşıma işine «Mavnacılık» denirdi diyor Ordu Olay gazetesi yazarlarından H. Naim Güney beyefendi.
Bu yazımı kaleme almadan önce küçük bir on araştırma yapayım dedim.
Önce Sinop’taki bu isten anlayan bilgisi olan kaynaklarımı aradım. Onlardan gerekli bilgileri aldıktan sonra İnternete saldım kendimi ve “Çapar” adı verilen bu gemiler ile ilgili araştırmaya koyuldum.
Ben bu konu ile ilgili hiç bir bilgiye sahip olmazken nasıl böyle bir yazı yazma cesaretini kendimde görüyorum. Evet aslında değinmek istediğim konu bu .Bir kişi belediye başkanı olabilir, vali olabilir, turizm bakanı olabilir ama her konuda bilgisi olmayabilir( Zaten olma zorunluluğu da yok) Ama eğer bir konu hakkında bilginiz yoksa o zaman bu konuda bilgisi olan insanlara sormak gerekir. Yani her konuda bilgi sahibi olan bir çok insan var.
Benim bugün üstünde durmak istediğim konular “Taka” ve “Çapar”
Çaparlar “Ortaçağ’dan Gelip 1950’lerde Kaybolan Bir Tekne: Paraskalmion/Palaşkerme/Çapar” (Denizcinin Günlüğü 2010) alıntı. Sezar Atmaca.
Çok eski cağlardan beri yani ortaçağa dayanan tarihçesi olan “Çaparlar” 1950 yıllarda artık kaybolmaya yüz tuttu.
Çaparların Karadeniz’de 20. Yüzyılın başlarında 100 taneye yakın olduğu bilgiler arasında.
1926 yılında Ayancık ilçesinde kurulan kereste fabrikasında 5 tane çapar kullanıldığı söyleniyor ve daha sonra bu çaparların 2 tanesi Sinop’a geliyor ve uzun yıllar Sinop’ta kullanılıyor. 2000’li yıllarda sadece 1 tane kalan “Çapar” Müze Müdürlüğü tarafından eski cezaevi yanındaki eski karakol binasının bahçesine konulmuştu. Ve üstüne de bir sundurma inşa edilmişti. Uzun yıllar burada yağmurdan ve kardan korunarak gelen ziyaretçilerin uğrak yeri olmuştu.
Ancak ne olduysa Sinop’ta kurulu olan bilhassa eski cezaevi konusunda karar verme yetkisi olan “Alan yönetimi” birden bire bir karar alarak bu “Çaparın” yerinden kaldırılarak ve Kültür Müdürlüğünün oluru ile Sinop girişindeki Pervane yokuşundaki gidişli gelişli yolun ortasındaki yeşil alana yerleştirildi.
Buraya neden yerleştirildiğinin hiç bir anlamı yok. Yani insanların gidip görme imkân nerdeyse yok gibi. Nedeni ise buradaki gidiş gelişte hız siniri nerdeyse yok gibi, Taşıtlar olabildiğince hızla geliyorlar. Eğer bu Çapar buraya konuldu ise mutlaka insanların gelip görmesi için olacak diye düşünüyorum. İnsanların güvenli bir şekilde karsıdan karsıya geçmeleri için ne yaya geçidi var nede ışık var. Eğer bu saydıklarım olmuş olsa bile hiçte güvenli değil ve akla mantığa sığacak bir tarafı yok. O yüzden bu Çapara sahip çekilip korunması gerekirken, çürümesi ve yavaş yavaş kaybolması için devletin tüm kurumları ellerinden gelen her turlusunu yaptılar.
Aldığım bilgiye göre Sinop eski cezaevindeki tüm restorasyonlar ve cezaevi ile ilgili kararlar Alan yönetimi tarafından alınıyor. Alan yönetimin kararına göre cezaevinin yanındaki eski karakol binasının olduğu yere( Çapar’ın olduğu eski yere) 16 tane hediyelik eşya büfesi yapılacaktı ve bu yüzden çapar oradan kaldırılarak şimdiki yerine taşındı. Ancak son gelen bilgi buraya hiç bir şekilde büfe yapılamaz deniyor. Çünkü bu alan tarihi koruma altında olan bir alan.
Benim diyeceğim nasıl olsa buraya hiç bir yapı yapılamayacağına göre, belki Çaparın eski yerine gelme zamanıdır.
Yorum Yap
Yapılan Yorumlar