MEMLEKET ZİYARETİ

Yarım asrı geçen Ankara’daki yaşamımda hatıralarla dolu bir geçmiş bıraktım.Yaş Kemal’e erdikçe büyükşehirlerde yaşamak zorlaşıyor gibi geliyor bana. Eski yazılarımda, izinlerinizi memleketinizde geçirin derdim insanlara.
Bu önerim o zaman için yeterli görünüyor du,şimdi yılda bir gitmek yetmiyor memlekete ve sık, sık şehir dışına çıkma ihtiyaç haline geliyor.
Kamuda görevinde iken farklı illerde düzenli olarak eğitim programlarına katılırdım, o günlere yazdığım “gezi notlarım” başlığı ile yazılanların önemini anlıyorum.
Kamu hizmetim bitince,yerel seçimler nedeniyle,Ankara dışına çıkmamıştım. Ama dışarı çıkmak hava su gibi ihtiyaç olmuştu.
Eşimin rahatsızlığına rağmen 7 Nisan 2019 günü kahvaltımızı yaptıktan sonra emektar arabamıza bindik ve Boyabat yolunu tuttuk.
Yolculuğumuz güzel geçti,yolda acele etmeden huzur içinde devamla Ilgaz’a geldik.Akbak Tesislerinde birer çorba ve kahve molası ile Boyabat’ın yolunu tuttuk.
Kargıyı geçip Yukarıakpınar’a yaklaştığım da yeğenim Satılmış Çeliker’i aradım, o da Ankara da olduğunu söyleyince Boyabat’a kadar devam ettim.
Boyabat’a vardığım da evi temizlenmiş olarak bulmanın huzuru içinde baldızıma çok teşekkür ettim. Ve herkesin çevresinde güvenebileceği birinin olmasının önemini bir kez daha anladım.
Yollarda oyalanmayınca gideceğin yere erken varmış oluyorsun.
Bizde BOYABAT’A erkenden gelmiş olduk. Bir müddet istirahat ettik,sonra Sinop’ta oturan ablamın köyde olduğunu öğrendim ve Cuma köyüne kadar gittim, saat 22.30’a kadar da oturdum.
Dualarımızda “Allah devlete zeval vermesin”deriz ya,devlet güçlü olunca yollarımız çok güzel ve güvenli oluyor, yollar güvenli ve güzel olunca da gece gündüz bir yerden diğer bir yere gitmek kolaylaşıyor.
Cuma köyünden Boyabat’a gelmekte kolay oldu.
Saat 01,00 gibi yatmamıza rağmen sabah çok zinde kalktık.
Pazartesi (8.4.2019) günü kahvaltımızı yaptık, öğlene de Boyabat’ın Engilekin Köyü Karandu Mahallesinde İstanbul’un duayen dernekçilerinden Şevket Tiril’in yeğeninin cenaze namazına katıldık.
Mahallede ahşap şiirin bir cami bulunuyor. İmam ve köyün ileri gelenleriyle bu caminin yıkılmaması için konuştum. Hatta fotoğraflarını çekerek bir dilekçe ile Samsun ROLEVE bölge müdürlüğüne müracaat edin mutlaka camiyi tescillendirin dedim.
Caminin ortasında ki ahşap göbeğide göstererek şimdi bu ustalığın yapılamadığını anlattım.
Öğlen sonu Boyabat’a geldim, evimde bulunan kitapları gözden geçirdim ve her gelişime gözlemlerimi yazdığım defterime olayları kaydettim.
Ertesi gün (9.4.2019) ise kahvaltıdan sonra Durağan’a geçtim. Durağan Belediye Başkanlığına yeniden seçilen Sn Ahmet Kılıçarslan’ı makamında ziyaret ve tebrik ettik. Ziyaretimize alaka gösterdiği için hem Ak Parti İlçe başkanı Ahmet Usta’ya ve hemde belediye başkanına çok teşekkür ettim.
Durağanda öğle yemeği yedikten sonra oradan Saraydüzü’ne geçmek üzere ayrıldık.Ancak önemli olduğu için belirteceğim. Durağan’da yemekte “sırık kebabı” yemek istemiştik. Kebabın kilosu 100 TL dediler ama kuyu kebabı demediler.Vitrinde sırık kebabı görüntüsü vardı kebap gelince sırık kebap olmadığını anladık. Uyanık lokantacı bizim bu durumu anlamadığımızı sandı. Biz olgun insanlarız ama esnafımızın üçkâğıdına üzüldük.
Lokantadan çıkınca Durağan şehir mezarlığında bulunan Eniştem Mehmet Çalışkan ve Teyzem Şehri (Gabara) Çalışkan’ın kabirleri başında ziyaret ederek Saraydüzü’ne hareket ettik.
Yalnız Kavak köyüne gelmeden çok şiddetli bir yağmur bastırdı.
Saraydüzü’ne geldiğimizde ise neredeyse arabadan inemeyecek kadar yağmur şiddetini artırmıştı. Hiç durmadan Cuma köyüne geçtik. Yeğenimde Sinop’tan gelmişti saat beş gibi Hanoğlu Köyüne geçtik.
Köye ve evimize baktık. Evi yeni yapmıştık ama pekte ısınamamıştım.
Nedense bu sefer eve varınca ev çok sıcak ve ruhumu aydınlatır geldi. Amcam Osman’a uğradık yatma zamanı da Boyabat’a geldik.
Nisan’ın 10’u Çarşamba günü ise Boyabat Sesi gazetesine uğradım. Veteriner Hekim Ahmet Küçükbaş, Emekli öğretmen Mahmut Coşkun ve gazeteci İsmet Sezer’in de katılımıyla 4 saatti aşkın bir süre, sohbet ettik.
Sohbet esnasında Ahmet Küçükbaş’ın “BOYABAT KALESİ ‘Bilinenler. Bilinmeyenler. Efsaneler’ ÇIRABOZAN DEHLİZİ ve Necati Celal Çatal’ın “TÜRBELER VE EVLİYALAR başlıklı kitapları üzerinde konuştuk.
Bu iki kitaptan da şahsıma tevdi edildi.
Tabir uygunsa gece yatmadım bu kitapları adeta yuttum. En kısa zamanda inşallah tanıtım yazısı yazacağım. Belediyelerin butür kültür faaliyetlerini desteklemesi yönünde de görüş alışverişinde bulunduk. 11.4.2019 Perşembe günü ise sabah kahvaltıdan sonra Sinop’a geçtik.
Boyabat Sinop arasını normal seyirle 50 dakikada aldık. Direk pazara giderek bir incir iki kivi bir Nar bir gül, bir leylak olmak üzere tüplü 6 fidan aldık.
Arabaya yerleştirdikten sonra Seyit Bilal türbesine uğradık ziyaret ve duadan sonra “Melahat Bacı” mantıcısında Sinop mantısı yedik. Eski Genel Müdürlerimizden Hasan Özcan ağabeyimizi ziyaret etmeyi planlamıştık ama eşimin hastalığı nüksetti bir öksürük vs. derken Boyabat’a dönme durumunda kaldık.
Ayni gün Boyabat’a geldik ama fidanlar arabada idi. Yeğenim Satılmış Çeliker’i aradım “dayı getirin dikelim” dedi ve ayni gün fidanları yerlerine diktik.
Fidanları diktikten sonra da Ankara da komşum Eğitimci Mehmet Tatas hocamıza geçtik. Geçmişte beraber çalıştığımız Hasan Altaş’ın da sohbete katılması ile bir akşam sohbeti yaptık.
Cuma (12.4.2019) günü ise Boyabat Belediye Başkanımız Şefik Çakıcı saat 11.20’ye randevu vermişlerdi.
Gazeteci İsmet Sezer’le tebrik ziyaretinde bulunduk. Cuma namazından sonra ise Saraydüzü’ne yeniden geldik. Belediye başkanlığına yeniden seçilen Hasan Peker’i tebrik ettik ve diğer ziyaretçilerle genel seçimlere dair değerlendirmelerde bulunduk ve Boyabat’a geldik.
Boyabat’ta köklü bir lokantada yemek yedikten sonra akşam çayını da bacanağımda içtik ve saat 22.00 gibi evimize geldik.
Sabah kalktığımız da takvim 13 Nisan 2019 Cumartesiyi gösteriyordu. Kahvaltımızı yaptık arabamızı yerleştirdik arabamızın deposunu da doldurarak Ankara yolunu tuttuk.
Böylece bir gezi programını da tamamlamış olduk.
Hoşça kalın.
Nezih Yıldırım15.4.2019