TARİHÇİ PROF. DR. HALİL İNALCIK ATATÜRK’Ü ANLATIYOR

Köşe Yazarı: HİKMET KURADA   Eklenme Tarihi: 16 Nisan 2025, Çarşamba - 16:05   Okunma Sayısı: 181

Değerli Okuyucularımız;

Dünyaca ünlü, ^Tarihçilerin Kutbu” ünvanlı ve Prof. Dr. İlber Ortaylı hocamızın da hocası olan Prof. Dr. Halil İnalcık, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili bakınız ne diyor:

“70 yaşıma kadar 4 milyon Osmanlı evrakı inceledim, 98 yaşıma kadar 28 eser yazıp bıraktım ve anladım ki, bugün buradaysak bunu tamamen Atatürk’e borçluyuz. Gazi Mustafa Kemal olmasaydı, biz de olmayacaktık. Bunu göremeyenler boş insanlar. Aldığımız her nefeste O’nun hakkı var, insan nasıl Atatürk’e karşı olur? Kendisini tanımayanlara veya tanımasına rağmen daha önce okumayanlara tek tesviyem var. Okuyun, araştırın.” Diyor.

Rahmetli Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinden mezun olan  ünlü tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı tarihini cümle cihana aydınlatmakla birlikte, bilime ve dünyaya bakış açısıyla Türk Milliyetçiliğini başka bir boyuta taşımıştır. Tarihimizin büyük şahsiyetlerindendir. Yazdıkları kadar kendisi de tarihsel bir değerdir. Türk tarihinin büyük şahsiyetlerinin ortak özelliklerinden olan Türkçe’yi güzel kullanmak ve yaşadığı dünyada neler olduğuna hakim olmak, bu memleket için faydalı işler yapmak niyetinde olan gençler için güzel bir örnektir.

Tam 100 yaşındayken 25 Temmuz 2016 tarihinde aramızdan ayrılarak ebediyete intikal eden ünlü tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık, Türk Milleti’nin Atatürk’e olan güven ve sevgisini de şöyle anlatıyor:

“Biz Ankaralılar, yani çocuklar, büyükler sanki Atatürk’ün evinde yaşıyormuş gibi hissederdik kendimizi. Tabiatüstü bir insan gibi algılıyoruz onu, tarihini okuyoruz; Sakarya’yı nasıl kazandı, Yunanlı komutanı nasıl esir aldı, vatanı nasıl kurtardı. O, bizim için dokunulmaz bir şahsiyetti, hâla da öyledir.

Mesela bundan iki üç sene önce 10 Kasım’da onun ölüm yıl dönümünde Bilkent’te bir konuşma istediler benden. Bilkent Orkestrası vardı konuşma yaparken. Konuşma yaparken birden gözlerim yaşardı, kafamı eğdim saklamak için , orkestradakiler ayağa kalktı. Alkış kıyamet…

Çok duygusal bir andı. Biz, Atatürk’ü gerçekten bir baba gibi hissediyorduk. Olağanüstü varlıkla aynı mekanda yaşıyormuş hissindeydik. Kaldı ki ben Atatürk’ün açtığı Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde okudum. Biz onun öz çocukları gibiydik. Öldüğünde hakiki bir yas sardı Türkiye’yi. Biz onun mektebinde okumuş öğrenciler olarak çok sarsıldık.”

Dünyaca ünlü tarihçi, ‘Tarihçilerin Kutbu’ unvanlı Halil İnalcık’ın henüz hayattayken Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze törenini anlattığı video, sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı. İzleyenleri duygulandıran görüntülerde gerçek Atatürk sevgisi görülüyor. Ölümüne yakın bir dönemde yaptığı konuşmada ünlü tarihçi göz yaşlarına hakim olamayarak şunları söylüyor:

“‘Atatürk’ün ölümü 10 Kasım’da 1938’de Ankara’ya getirilişi ile bütün bir millet nasıl ağlıyor? Tarihte görülmemiş bir sahnedir bu! Bütün bir millet ağlıyor. (Halil İnalcık bunları söylerken ağlamaktan konuşamayacak hale geliyor). Bugün buradaysak, millet olarak buradaysak, dünya tarihinde seçkin milletler arasında yer almışsak, bugün yaşıyorsak, bugün bir devletimiz, milletimiz varsa Atatürk’e borçluyuz.”

 

VEDA ALBÜMÜ

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul ve Ankara’da düzenlenen cenaze törenine ilişkin fotoğraflardan oluşan ‘Cenaze Albümü’, Milli Kütüphane arşivinde korunuyor. Atatürk’ün 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmesinin ardından cenaze töreni kare kare fotoğraflandı. ‘Ebedi Şefimiz Atatürk’ün İstanbul ve Ankara’daki Cenaze Töreni Albümü’nde toplanan fotoğraflar, saklanmak üzere Milli Kütüphane arşivine teslim edildi. Albümde Büyük Önder’in naaşının 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı tören salonundaki katafalka konulması, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden gelen kişilerce yapılan saygı geçişi, cenazenin 19 Kasım’da Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e oradan da yurt gezilerinde kullandığı trenle Ankara’ya uğurlanmasına ilişkin fotoğraflar yer alıyor.

 

ETNOĞRAFYA’DA SON BULDU

Cenazenin, 20 Kasım’da Ankara’da devlet erkanı ve halk tarafından karşılanması, top arabasıyla TBMM’ye getirilmesi ve katafalka konulmasına ait karelerin de olduğu albüm, 21 Kasım 1938’de hafızalara kazınan bir cenaze töreniyle naaşın Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine nakledilmesinden fotoğraflarla sona eriyor. 

 

Rahmetli ünlü tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık, 100 yıllık yaşamına Atatürk ile ilgili bir anı da sığdırmayı başarmış. Haydi geliniz hep birlikte, o  ilginç anısını kendi ağzından dinleyelim...

“Atatürk dört cilt Tarih kitabını mekteplerde okunmak üzere mecburi kılmıştı. Bununla, Türk Tarihini benimsemiş, kendine güvenen büyük bir nesil yetiştirmek istiyordu. Çok önem verdiği bu proje için mektepleri sık sık ziyaret edip bu kitapların okutulup okutulmadığını kontrol ediyordu. Bizim mektebimiz yakın olduğu için birgün çiftliğe giderken bizim mektebe geldi. Bizim sınıfta hoca yoktu, Tarih hocamız Hamdi Nazım bey yan odada Tarih dersi veriyordu. Biz de boştuk, Coğrafya dersine hazırlık yapıyorduk. Ben önümde Ortadoğu’nun haritasını çiziyordum. Birdenbire kapı açıldı ve Atatürk kendi mahiyetiyle birlikte içeriye girdi. Ben en önde ortada oturuyordum, Atatürk doğrudan doğruya benim önüme geldi, benim önümde de Ortadoğu haritası vardı. Atatürk tatlı bir gülümsemeyle geldi ve benim önümdeki haritada parmağını Medine’nin üzerine koydu ve neresi burası dedi. Vesrip dedim, başka adı dedi, bilemedim. Gülümseyyerek,Medine değil mi dedi. Ondan sonra Arabistan’ı sordu, bu ne biçim bir memleket dedi. Öğretmenimiz Hamdi Nazım bey burayı tasvir ederken, bir tepsiye benzer, etrafı dağlık, ortası düz demişti. Ben de, efendim bir tepsiye benzer, etrafı dağlık, ortası düz ve çöl dedim. Yine gülümsedi ve ondan sonra parmağını Kızılldeniz’e koydu ve bu denizin adı ne dedi. Ben de Bahri Ahmer dedim. Başka adı yok mu dedi, Şap denizi dedim, yine beğenmedi. Tebessümle beni düzelterek, Kızıl Deniz değil mi dedi, ben panik halindeyim tabii ki… Atatürk karşımda ve beni imtihan ediyor. Daha başka neler sordu, heyecandan hatırlamıyorum. Ondan sonra yanımızdaki odaya, Öğretmenimiz Hamdi Nazım beyin Tarih dersine geçti.”

Yüce Atatürk’ün ışığıyla aydınlanan ve Cumhuriyet’in aydınlık yolunda ilerleyen bir Türkiye’de yaşayacağımız daha nice sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı günler dileğiyle…

Hoşça kalınız… Dostça kalınız…

ÇANAKKALE, TÜRK MİLLETİ’NİN BAĞIMSIZLIK DESTANIDIR
ATATÜRK VE NAİM BABÜROĞLU PAŞAMIZ
TARİHÇİ PROF. DR. HALİL İNALCIK ATATÜRK’Ü ANLATIYOR
ATATÜRK’ÜN KAHKAHALARLA GÜLDÜĞÜ NADİR BİR OLAY
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDA SİNOP’LU HEMŞEHRİMİZ
ATATÜRK’Ü TANIMAK İÇİN OKUMAK GEREK
ŞİFA VEREN ELE KALKAN ELLER KIRILSIN!..
SİNOP VE BAŞARILI BÜROKRATLARIMIZ
10 KASIM VE ATATÜRK’TEN BİR ANI
DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ KUTLU OLSUN
ATATÜRK CEPHEDE BAŞKOMUTAN VE SİNOP’TA BAŞÖĞRETMEN
NASIL ANLATAYIM NARİN’İ SİZE?..
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE 102. YIL KUTLAMALARI
BABA SEVGİSİ ÜZERİNE!..
MAL, MÜLK, PARA, PUL MU?.. YOKSA SAĞLIK MI?..
ATATÜRK’Ü İZMİR’DE ÖLDÜRECEKLERDİ (14 Haziran 1926)
MEKANIN CENNET OLSUN CAN BAKİ!..
ATATÜRK VE TARİHİ BİR BELGE
SIĞINMACILARA KARŞI GAZİANTEP’TEKİ 41 STK’DAN BİLDİRİ!
NEZAKET, SAYGI VE GÖRGÜ KURALLARI ÜZERİNE!..
İSRAİL SALDIRILARINDA 8 AYDA 36 BİN 379 İNSAN ÖLDÜRÜLDÜ!..
2011 YILINDA KAPATILAN REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ
ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIM VE TARİHİ BİR BELGE
MERSİN MUTASARRIFI (VALİSİ) NAZIM PAŞA KİM Mİ?..
BİR KÖY ÖĞRETMENİNDEN FIKRA GİBİ ANILAR
RÖPORTAJ
AFAD: ÖNLEM ALMAZSAK KÖTÜ SENARYOLAR BİZİ BEKLİYOR!
BAYRAK NAMUSTUR, ŞEREFTİR, ONURDUR!..
reklam

HABER ARŞİVİ


KÖŞE YAZARLARI