SİNOP’TA GERÇEKLER: SAHİLLERDE MAVİ DEĞİL, GRİ BAYRAK DALGALANIYOR

Köşe Yazarı: Ziya EROĞLU   Eklenme Tarihi: 7 Mayıs 2025, Çarşamba - 17:59   Okunma Sayısı: 463

Yaz ayları yaklaşırken Sinop sahillerinde alışıldık bir hareketlilik başladı. İnsanlar sahil boyunca yürüyüş yapıyor, çocuklar kısa süre içinde denize girmeye başlayacak, aileler kıyıda vakit geçiriyor. Geçmiş yıllarda bu dönemlerde çok sayıda çocuğun denizle temas sonrası hastaneye başvurduğu biliniyor. Ancak gözle görünmeyen bir tehlike sahilin hemen yanı başında sessizce büyüyor: kanalizasyon.

Sinop’ta uzun süredir devam eden bir uygulama, bugün artık halk sağlığını tehdit eden bir boyuta ulaşmış durumda. Kentin farklı noktalarından, arıtılmadan denize bırakılan kanalizasyon suları, kentin yaşam kalitesini tehdit ediyor.

Hangi Bölgeler Risk Altında?

  • Yıllardır kanalizasyonun boşaltıldığı, şehrin kuzeyinde yer alan arka deniz
  • Son yıllarda kanalizasyonun yönlendirildiği doğu sahil hattı ve bu hattın batıya kadar uzanan kıyıları
  • birde Şehir merkezinin güneyinde bulunan Migros ile kütüphane arası, park önü, Kiraztepe kıyısı gibi noktalar

Bu bölgelerde denize giriliyor, yürüyüş yapılıyor ancak tek bir uyarı levhası bile bulunmuyor. Vatandaşlar sadece kötü kokudan sorunun farkına varabiliyor.

Yasalar Açık: Uyarı Levhası Mecburi Çevre mevzuatına göre, eğer bir noktadan denize doğrudan kanalizasyon akıtılıyorsa, belediyelerin bu bölgelerde “Buraya kanalizasyon boşaltılmaktadır – Sağlığınız için denize girmeyiniz” gibi ifadeler içeren uyarı levhaları yerleştirmesi zorunludur. Bu uygulama hem halk sağlığı hem de şeffaf yönetim anlayışının bir gereğidir. Ancak Sinop'ta bugüne kadar bu tür bir uyarı tabelasına rastlanmamıştır.

Sağlık Bakanlığı'na Açık Çağrımızdır: Sayın Sağlık Bakanı’na ve ilgili birimlere sesleniyoruz: Denize girilen alanların kontrolü, kanalizasyon deşarj noktalarının takibi ve halk sağlığına yönelik gerekli uyarı sistemlerinin hayata geçirilmesi için Sağlık Bakanlığı da bu sürece dâhil olmalıdır. Kamu sağlığını ilgilendiren bu konuda sessizlik değil, kararlılık ve denetim gereklidir.

Nüfus Artıyor, Sistem Aynı Kalıyor Sinop’un nüfusu yıllar önce 12.000 civarındaydı. Günümüzde köylerin mahalleye dönüştürülmesiyle bu sayı 80.000’i aşmış durumda. Yaz aylarında ise geçici nüfusla birlikte birkaç yüz bine ulaşabiliyor. Ancak kanalizasyon altyapısı hâlâ eskiye dayanıyor. Eğer bir arıtma sistemi varsa bile bununla ilgili kamuoyuyla paylaşılmış somut bir bilgi bulunmuyor.

Yağmur Yağdı mı, Borular Taşıyor Bir başka ciddi sorun da yağmur suyu ve kanalizasyon sularının aynı hat üzerinden taşınıyor olması. Bu, özellikle şiddetli yağışlarda boruların taşmasına ve pis suyun doğrudan sahile ve sokaklara yayılmasına neden oluyor. Bu sadece çevre kirliliği değil, aynı zamanda bulaşıcı hastalıklar açısından büyük bir tehlike. Mikroplar ve bakteriler kontrolsüz şekilde doğaya karışıyor.

Hastaneler Dolu, Sessizlik Sürüyor Her yaz mevsiminde Sinop Devlet Hastanesi'nin acil servislerinde mide enfeksiyonları, ishal ve cilt hastalıkları vakalarında ciddi artış gözlemleniyor. Özellikle çocuklar bu durumdan en çok etkilenen grup. Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar, kirli deniz suyuyla temasta hızla enfekte oluyor ve bazı vakalarda hastaneye yatırılmak zorunda kalıyor. Ancak bu hastalıklar halkla resmi olarak ilişkilendirilmiyor. Kimse açıkça konuşmuyor. Sorunun kökeni olan kanalizasyon gerçeği örtbas ediliyor. Bu tablo kabul edilemez.

Peki Diğer Şehirler Ne Yapıyor? Karadeniz’in diğer şehirlerinde durum farklı. Giresun ve Trabzon belediyeleri biyolojik arıtma tesislerini devreye almış, Samsun, Ordu ve Rize gibi iller İller Bankası destekli projelerle altyapısını yenilemiş durumda. Bu şehirlerde arıtılmamış kanalizasyon atıklarının en azından ileri arıtma sistemlerinden geçirildiği belirtiliyor. Sinop ise hâlâ bu kervana katılmış değil. Bu durum, sadece Sinop halkına değil Karadeniz'in tamamına zarar veriyor.

Yıllar Önce Sunulan Öneri Rafta Kaldı 2020 yılında belediyeye Norveç’teki modern biyolojik arıtma tesislerinin yerinde incelenmesi önerildi. Ancak hiçbir adım atılmadı. Oysa Norveç’te bir tesis yedi belediyeye hizmet veriyor, üstelik kanalizasyondan biyogaz ve gübre de üretiyor. Bu sürdürülebilir modeli yerinde görseydik, belki bugün Sinop'un kendi tesisi çoktan faaliyete geçmişti.

Sinop Güvenli Şehirse, Altyapı da Güvenli Olmalı Sinop, son yıllarda olası İstanbul depremine karşı güvenli şehir olarak gösterildi. Bu da kente yoğun göçü beraberinde getirdi. Ancak gelen nüfus, altyapının sınırlarını zorluyor. Kanalizasyon ve arıtma sistemleri kapasitesinin çok üzerinde. Artık bu yük sadece belediyenin omzuna bırakılamaz. Bu sorunun çözümü için:

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
  • Tarım ve Orman Bakanlığı (Balıkçılık ve deniz ürünleri için)
  • İller Bankası
  • Avrupa Birliği fonları
  • Dünya Bankası destekleri gibi çok sayıda kurum sürece dahil olmalıdır.

Valimize Çağrımızdır Sinop Valisi Sayın Dr. Mustafa Özarslan, kentin en yetkili yöneticisidir. Kendilerinden, bu çok aktörlü çözüm için kamu kurumlarını bir araya getirecek adımı atmalarını bekliyoruz. Halk sağlığı açısından bu sorunun çözümü ertelenemez.

Belediye Başkanına Destek Belediye Başkanı Sayın Metin Gürbüz, zaman zaman arıtma tesisi ihtiyacına dikkat çekerek bu konuda kararlılık göstermiştir. Bu olumlu yaklaşımın somut projelerle desteklenmesi hepimizin yararınadır. Ancak böyle büyük projelerde yalnız kalınmamalı; tüm kurumlar işbirliği içinde çalışmalıdır.

Uluslararası Gerçek: Karadeniz Hepimizin Karadeniz sadece Türkiye’nin değil; Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’ın da ortak kıyı sahasıdır. Bu ülkelerde yaşayan milyonlarca insan da aynı tehdit altındadır. Ayrıca Avrupa’nın sanayi ve tarım atıklarını taşıyan Tuna Nehri de Karadeniz’e dökülerek kirliliği büyütmektedir. Toplamda yılda 223 milyon metreküp arıtılmamış kanalizasyon atığı Karadeniz’e karışmaktadır. Bu nedenle Karadeniz ülkeleri birlikte hareket etmeli, uluslararası çevre protokolleri güncellenmeli ve birlikte çözüm yolları geliştirilmelidir.

Sonuç: Geç Kalmayalım Çocuklarımız her yaz hasta olurken, sahiller griye bürünmüşken, kurumlar hâlâ suskun kalamaz. Artık bu mesele sadece bir altyapı değil, bir halk sağlığı sorunudur. Belediye yalnız bırakılmamalı; Valilik, bakanlıklar ve tüm kurumlar bu işe el koymalıdır. Sinop sahilleri mavi bayrağı hak ediyor. Gözümüzle görmüyor olabiliriz ama burnumuzla hissediyoruz: Denizde bir şeyler yolunda gitmiyor.

SİNOP’TA GERÇEKLER: SAHİLLERDE MAVİ DEĞİL, GRİ BAYRAK DALGALANIYOR
SİNOP’TA TRAFİK ARTIK SADECE SORUN DEĞİL, HALK SAĞLIĞI KRİZİDİR
YANGIN GÜVENLİĞİ: NORVEÇ’TEN TÜRKİYE’YE ÖĞRENİLECEK DERSLER
SİNOP'TA CENAZE TÖRENLERİ: ETİK VE TOPLUMSAL SORUMLULUK
DAPHNE'NİN GÖZYAŞLARI: DEFNE AĞAÇLARININ GELECEĞİ
DİKAT ÇEKİCİ ARAŞTIRMA...
BEN YAPTIM OLDU!
KURALSIZ TRAFİK NOTASIZ MÜZİĞE BENZER
SİNOP’TA YEREL SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: ÇÖP YÖNETİMİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
SİNOPLUNUN TRAFİK IŞIĞI İLE SINAVI
SINOP’UN TARIHI KETEN MIRASI: KUŞÜZÜMÜ KONAĞI’NDAN YOLA ÇIKAN GÜVENLIK SORUNU
SİNOP'TA SAHİL DÜZENLEMESİ: GÜVENLİK VE ŞEHİR ESTETİĞİ
SİNOP VE KARADENİZ SAHİLİ BELEDİYELERİNDEKİ KANALİZASYON ARITMA SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
SİNOP’UN EFSANE FIRINCILARI: BİR ZAMANLAR VE ŞİMDİ
MERHABA BAHRi ABi
O GÜNLERİ DE GÖRÜR MÜYÜZ?
SİNOP'UN LEVENT ABİSİ
TRAFİK SORUNU...
YANGIN GÜVENLiĞi...
reklam

HABER ARŞİVİ


KÖŞE YAZARLARI