KAYBOLAN KÜLTÜR “YORGANCILIK”

Eklenme Tarihi: 30 Temmuz 2023, Pazar - 08:27   Okunma Sayısı: 19476
Binbir emekle işlenerek dikilen ve eskiden çeyizlerin baş tacı olan el yapımı yorganların yerini artık, fabrikasyon üretimi yorganlar aldı. Zamana direnen yorgan ustası Alaaddin Karaahmetoğlu, modern zamana inat el emeği göz nuru yorganlar dikiyor. Sanatını yaşatmaya çalıştığını söyleyen Karaahmetoğlu, çırak bulamamanın ise en büyük sorunları olduğunu dile getirdi.

Bir zamanlar günlük yaşamın parçası sayılan ve çeyiz sandıklarının vazgeçilmezleri arasında bulunan "el emeği, göz nuru" yorganların yerini, artık makine üretimi ucuz ve hafif yorganlar aldı. Saray ve konaklarda itibar gören geçmişin saygın mesleği yorgancılık, önceki yıllardaki kadar rağbet edilmediği için yavaş yavaş kaybolan meslekler arasında yerini alıyor. Sinop’ta zamana direnen yorgan ustası Alaattin Karaahmetoğlu, modern zamana inat el emeği göz nuru yorganlar dikiyor. Yarım asırlık yorgan ustası Karaahmetoğlu, yorgancılığın emek, sabır, yürek ve sanat aşkı istediğini dile getirdi. Çocukluk yıllarında eline aldığı iğneyi 50 yıldır hiç bırakmadığını ifade eden Karaahmetoğlu, 1975’li yıllarda kentte el yapımı yorgan üstüne hizmet veren 10 iş yeri olduğunu ancak şu an sadece kendisinin kaldığını söyledi.

“BEN SEVEREK YAPIYORUM”

Çırak bulamadıkları için mesleğin son temsilcileri olduklarını söyleyen yorgancı Alaattin Karaahmetoğlu, unutulmaya yüz tutan bu mesleği yaşatmaya çalıştığını söyledi.  Karaahmetoğlu, “1965 yıllarından sonra bu mesleğe başladık. Uzun yıllar mesleğimi ifa ediyorum. Mesleğimiz güzel bir meslek. Kaliteli bir meslek ama zaman geçtikçe mesleğimize ilgi azalıyor. Ben bu mesleği 6 ayda öğrendim. Aslında bizim meslekte 3 seneden aşağı çırak, mesleği öğrenmez ama ben ilk başladığım yıllarda, bir hevesle 6 ay içinde öğrendim ve başladık çalışmaya. 1975 yıllarında ben bu yorgancılık mesleğine devam ediyordum. 1971 yılında memuriyet hayatına atıldık ama memuriyet döneminde bile mesleğimi bırakamadım. Çünkü bu meslek çok güzel bir meslek. Çok güzide bir meslek. İnsanın terapisi bir meslek. Mesela ben yorgan dikerken kendimi kaybediyorum. Yani insanın bazı sıkıntıları oluyor maddi, manevi. Bütün her şeyi unutuyorsun.” Dedi.

“MESLEĞİMİZ CAN ÇEKİŞİYOR”

Yıllar içerisinde satışların azaldığını ve fazla para kazanamadıklarını ifade eden Karaahmetoğlu,  "Biz de para kazanmak için değil meslek ölmesin diye bu mesleği yapıyoruz. Yoksa bir iki yorgan satarak para kazanılmaz. Çünkü artık hazır yorganlar çıktı. Vatandaş onlara daha fazla ilgi gösteriyor. Dolayısıyla işlerimiz çok ama çok azaldı .Çok zahmetli iş. Emek istiyor. Çünkü yünü tarayacaksın, sopalayacaksın. Alacaksın, iş yerine getireceksin. Ben günde bir tane dikebiliyorum. Bazı şehirlerde arkadaşlarımız 4 tane 5 tane dikiyor ama benim öyle bir zanaatkâr değilim. Benim zanaatım çok ince bir zanaat. Yaptığım işi önce kendim beğenmem gerekiyor. Yani oldu bittiyi sevmiyorum.  Yani kaliteli olsun, güzel olsun. İnsanlar aldığında memnun kalsın. Ben Sinop’a 1977 yıllarında geldim, o dönemlerde burada hemen hemen 10 tane arkadaş vardı , herkes işi yapıyordu. Herkes ful çalışıyordu. Alım gücü vardı. Zanaata bir önem vardı, değer vardı. Ama şimdi öyle değil. Hayat pahalılaştı. Her şey zorlaştı.” Diye konuştu.

“ÇIRAK YETİŞMİYOR”

Çırak bulamamanın en büyük sorunları olduğunu dile getiren Karaahmetoğlu, “Yorgancılık mesleğinin geleceği yok. Çünkü çırak yetiştiremiyoruz. Artık anne-babalar çocuğunu vermiyor. Fazla getirisi olan bir meslek olmadığı için öğretecek insan da bulamıyoruz. Belki bizden sonra Sinop'ta artık bu işi yapan olmayacak. İstiyoruz ki birilerini çırak olarak yetiştirelim ve mesleğimiz yaşasın." Şeklinde konuştu.

Haber: Aydın YILMAZ

 

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

HABER ARŞİVİ


KÖŞE YAZARLARI