RÖPORTAJIN KONUSU: Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve
Uyum KonusundaAFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek Projesi
RÖPORTAJI YAPAN: Hikmet KURADA (Sinop Gazeteciler Cemiyeti Başkanı)
RÖPORTAJ YAPILAN: Betül KURADA (Çevre Yüksek Mühendisi AFAD Proje Yönetimi Ofisi Başkanı Proje Koordinatörü)
SORU: İklim değişikliği kaynaklı afetler derken ne anlamalıyız?
CEVAP: Hepimiz farkındayız ki Dünyamız; doğa ve insan kaynaklı afetlerin sayı ve etkilerinin arttığı bir çağı yaşıyor. 2000’li yılların başında iklim değişikliğinden hep bahsediyorduk ama belki etkilerini ülke olarak tam hissetmemeye başlamıştık diyebilirim. Basit bir deyişle, çok yakın bir geçmişe kadar hepimize göre iklim değişikliği, kutupta yaşayan ayının evini kaybetmesi sorunuydu. Ancak; son yıllarda ise tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de iklim değişikliği kaynaklı afetleri daha sık ve şiddetle yaşıyoruz. Çok geçmişe gitmeden, Projemiz başladığından beri, yani 2021 Yılında 53 ilimizi etkilemiş olan orman yangınlarını ve yine aynı yıl Batı Karadeniz sel felaketini yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. İşte bu noktada afetlerin risklerini en aza indirmek ve iklim değişikliğine uyum sağlamak söz konusu olduğunda AFAD olarak biz varız.
SORU: İklim değişikliği alanında yapılan çalışmaların neresinde AFAD yer alıyor?
CEVAP: AFAD’ı müdahale anında herkes sahada görüyor, ancak bilinmeyen çok önemli bir tarafı daha var AFAD’ın…O da risk azaltma… Risk azaltma alanında AFAD olarak projelerle risk azaltmaya ağırlık vererek hem doğa kaynaklı, hem de teknolojik afetler konusunda çalışmalar yürütüyoruz. İşte bu projelerden bir tanesi de İklim Değişikliği Afet Yönetimi Projesi. Bu proje ile hem kapasite geliştirme, hem de gelecekte bizi nasıl bir iklim bekliyor, iklim değişikliği kaynaklı hangi afetler bizi bekliyor ve bu konuda neler yapılmalı konusunda uzmanlar ve akademisyenlerle detaylı çalışmalar yaptık. 2100 yılına kadar ülkemize ait iklim değişikliği projeksiyonları yapıldı ve hangi ilimizi hangi afet ne derece etkileyecek bunu biliyoruz. Önümüzdeki 76 yılda başımıza gelebilecek iyimser ve kötümser senaryolar var, kötü senaryonun önüne geçmek için eylem planları hazırladık. 7’den 77’ye derlerdi ya eskiden, işte o şekilde her birimize kötü senaryoyu engellemek ve dirençli kentler oluşturmak için roller düşüyor.
SORU: 2100’e sözümüz var derken neyi kastediyorsunuz?
CEVAP: Dört yıldır üzerinde uygulamalı olarak çeşitli Avrupa Birliği ülkeleriyle ve Ülkemizdeki bazı illerin Büyükşehir belediyeleriyle birlikte çalıştığımız ve uyguladığımız, Türkiye’de İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Afet Risklerinin Azaltılması ve Uyum Konusunda AFAD’ın Kapasitesinin Artırılması Teknik Destek Projesinin törenle kapanış toplantısını yaptık, ancak bu bir kapanış olmayacak. Biz bu çalışmalar ışığında zihinsel ve toplumsal bir dönüşüm yaratmak istiyoruz. 2100 yılı aslında uzak gibi görünse de gelecek çok yakın. Düşünün, bugün doğan bir çocuk 76 yaşına geldiğinde kötü senaryolara göre bizim yaşadığımız şartlarda yaşayamayabilir. Biz de alacağımız önlemler ile oluşturacağımız farkındalıkla değişime öncülük etmek istiyoruz. Ama bu değişimin önce bireyin kendinde başladığını biliyoruz. Bu bilinçle bireysel değişim toplumsal dönüşümdür diyerek, 2100’e sözümüzü vurgulamak istiyorum.
Sayın Betül KURADA, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyorum ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
